Ulya Sizin için Bu Kez Ebru Avcı ile Röportaj Yaptı
Work and Travel üniversite öğrencileri için merak edilen ve daha hesaplı yollarla Amerika’da konaklamanın artılarını sunan bir program. Öncesinde birikim isteyen bu program her geçen yıl daha da artan kayıt ücretleriyle öğrencileri düşündürse de Amerika hayalini ve maceralarını yaşamak isteyen üniversitelilere olanak sunuyor. Pek çok öğrencinin zihnini kuşatan ve zaman zaman çekincelerin de yoğunlukla yaşandığı 2013 katılımcılarıyla yaptığımız WAT Röportajlarına devam ediyoruz. Merak edilenleri sizler için Ebru Avcı’ya sorduk, geriye de iyi bir şirket ve iş seçimin de dikkatli olmanın dışında Amerika da yaşanacak güzel günler ve bol bol hatıra fotoğrafı çektirmek kalıyor.
WAT programına katılmaya nasıl karar verdiniz?
Mezun olduktan sonra kurumsal bir şirkette çalışmak istiyordum ama İngilizce konusu her zaman problem yaratıyordu. Dilimi daha iyi geliştirmek için yurt dışına çıkmak çok mantıklı gelmişti bende daha uygun bir program olduğu için ve para kazanma imkanı olduğunu için Wat programını tercih ettim.
WAT aşaması’nda şirket seçiminde nelere dikkat ettiniz?
Şirketin güvenilir olması çok önemliydi; çünkü daha önceden giden arkadaşlar ciddi anlamda sorun yaşamışlardı. İşsiz kalmış ve geri dönmek zorunda bırakılmıştı. Diğer bir konuda bize atanmış olan danışmanlardı. Onların profesyonel olması Work and Travel programında yaşanılacak herhangi bir sorunu en hızlı şekilde çözmenizi sağlamaktadır bu nedenle danışmanın işi bilir olmasına çok dikkat ettim.

İlk kez mi yurt dışına çıkıyordunuz?
Evet ilk kez yurt dışına bu programıyla çıktım.
Amerika’da hangi eyalette ne işi yaptınız?
Nort Carolina da Georgia-Hiawassei de Mc Donalds da çalıştım.
Bulunduğunuz eyalet nasıldı, çalışma sürecinde gezebildiniz mi?
Eyalet daha çok şehir havasından ziyade köy havasına sahipti. Doğayla iç içe bir yaşam vardı. Tabii ki gezme şansımız oldu ama daha çok milli parklar, müzeler, çiftlikler, şehir merkezleri gibi yerlerdi.
İşinizde ne gibi problemler yaşadınız, ya da artıları nelerdi?
İşim de çalışma şartları oldukça ağırdı diyebilirim. Ama birazda kişisel sanırım, bu benim için çok problem olmadı ama başkası için sorun yaratabilirdi. Artıları çok oldu, nihayetinde Amerika çalışma sisteminde olan bir şirkette çalışıyorsunuz. Gördüğüm tek şey yönetici ile işçi arasında kesin çizgiler yoktu, yani egolar bir nevi törpülenmiş.
Kaldığınız ev nasıldı İngilizcenizi geliştirebildiniz mi?
Kaldığım ev gayet büyük ve doğa içinde şirin bir evdi. Yerleşme da herhangi bir sorunum olmadı. Evde kalan arkadaşlarımın büyük çoğunluğu Çin’den gelmişti. İngilizceleri de gayet akıcıydı. Hem onlarla hem de dışarıdan edindiğim Amerikalı arkadaşlarla İngilizcemi geliştirme fırsatını buldum.
Farklı kültürden insanlarla tanışmak ve aynı evde yaşamak nasıldı?
Tabii ki ilk başta zorlanıyorsunuz; çünkü apayrı kültürler her anlamda. Ama yemek konusunda epey farklı lezzetler tattık ki bu çok keyifliydi. Karşılıklı anlaşmalarla uyum süreci hızlı bir şekilde ilerledi ve korkulan süreç çok keyifle yaşandı diyebilirim.
Travel de hangi eyaletleri gördünüz, kazandığınız tüm parayı harcadınız mı?
Travel de sadece New York’a gittim. Kazandığım parayla New York da birçok yeri gezdim; fakat kazandığım paranın hepsini harcamadım.
Wat programı size neler kazandırdı tavsiye eder misiniz?
Wat programı gerçekten çok zorlu bir süreçtir, hele ki ilk defa yurt dışına çıkacaklar için. Yapılan işler de kolay olmuyor hepsi bedensel külfet gerektiriyor. Eğer katılımcı bunlara dayanıklı ise kesinlikle kaçırılmaması her üniversite gencinin iş hayatına atılmadan önce yaşaması gereken çok güzel bir macera diyebilirim. Çünkü orda her şeyinizle tek başına mücadele ediyorsunuz, farklı bir yaşam tarzına giriyorsunuz, yeni yerler, yeni arkadaşlıklar.. Gerçekten yaşamaya değer diyebilirim ve tavsiye ediyorum.
Ulya Altıntaş